48 saatte

Birinci Gün

Zonguldak sahilde yapacağınız bir kahvaltı ile başladığınız güne Devrek’teki Baston Müzesi’ni gezerek devam edebilirsiniz. Ardından Tios Antik Kenti ve Filyos Kalesi’ni ziyaret edip traverten, sarkıt, dikit sütunlar ve damla taşlar ile süslü Gökgöl Mağarası’nın büyüleyici atmosferinin keyfini çıkarabilirsiniz. Zonguldak Maden Müzesi ve Eğitim Ocağı’nda geçmişten günümüze kadar madencilikte kullanılan araç gereçler ve kömürün tarihi, yerin metrelerce altında çalışan işçilerin çeşitli simülasyonlarla anlatılan çalışma hayatlarını görebilirsiniz. Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi madenlerde çalışan ve iş kazası sonucu yaşamını yitirmiş olan işçiler anısına yapılmıştır ve bir maden şehri olan Zonguldak’ta mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalardan biridir. Zonguldak’ın sembol adreslerinden biri olan Varagel Tüneli’ne giderken yürümeyi tercih etmelisiniz. Bir anıt ağaç tüneli denebilecek yolda her biri en az 200 yaşında olan anıt ağaçların gölgesinde keyifli bir yürüyüş yapabilir ve sonrasında güzel bir akşam yemeğinin ardından günü bitirebilirsiniz.

İkinci Gün

Zonguldak’taki ikinci gününüze doğa ile baş başa Harmankaya Şelaleleri’nde enerji toplayarak başlayabilirsiniz. Ardından Tas Gölü Kamp Alanı’nda yürüyüş yapabilir, akarsularda ayaklarınızı ıslatabilir, yanınızda götüreceğiniz sandviçlerinizi doğa içinde piknik masalarında yiyebilirsiniz. Doğa ile baş başa geçirilen saatlerin ardından Alemdar Gemi Müzesi ve Ereğli Müzesi’ni ziyaret edebilir, ardından şehrin en ünlü noktalarından biri olan Roma ve Bizans dönemlerinde ibadet yapmak için kullanılmış Kilise Mağarası, Herkül ve Ayazma Mağaraları olmak üzere üç adet mağaradan oluşan Cehennemağzı Mağaraları’nı ziyaret edebilirsiniz. Günün sonuna doğru iki günlük yorgunluğunuzu Köseağzı Plajı’nın serin sularında atabilirsiniz.